-->
       Sitemizde 54 gönderi 3 yorum bulunmaktadir.  

Karabekir'in kitabını "Kızıl Pençe" örgütü mü yaktı?







Karabekir Paşa 1927'de sona eren milletvekilliğinden sonra Erenköy'deki köşkünde sakin bir
hayat sürer. Ta ki "Milliyet" gazetesinde saldırgan bir yazı dizisi başlayıncaya kadar. Yazar
Đstiklal Savaşı'nın muhalif komutanlarına acımasızca yüklenmektedir. Bir ara sözü
Karabekir'e getirir ve ona çocuklar için "Şarkılı  İbret" piyesi yazacağına  İstiklal Savaşı
hatıralarını yazmasının yerinde olacağı uyarısında bulunur. Bunun üzerine Paşa, belgelerle
desteklediği cevabî mektubunu gazeteye gönderir. işin garibi, cevap 4 Mayıs günü gazetede
çıkar ve bomba gibi patlar, zira "Nutuk"a alenen karşı çıkmaktadır.




Böylece 6 mektup yayınlanır ve gazetenin tirajı fırlar. Ancak "yüksek yerden" gelen bir
emirle Paşa'nın cevapları aniden kesilir. Hakem maçı tatil etmiştir. Silahıyla olduğu gibi
kalemiyle de mücadele etmekte usta olan Paşa, hazırladığı notları kitap halinde çıkarmaya
karar verir. Karabekir'in deyişiyle "düello" henüz bitmemiş, yeni bir aşamaya girmiştir.




ilk cildin baskı işi 28 Mayıs günü öğle vakti bitmişti. Ancak ikindi vakti kötü haber Paşa'ya
ulaştı. Sinan Matbaası sahibi Sinan Omur (ki Risale-i Nur'a yaptığı hizmetler hâlâ
hatırlardadır) fena halde tehdit edildiğini, pasaportunu alıp yurtdışına savuşmaktan başka
çaresi kalmadığını ve kitabın polisçe matbaadan alındığını haber verir. Paşa, Başbakan
Đnönü'ye protesto telgrafı çekerek kitabının serbest bırakılmasını ister. Cevap alamaz.




Sonradan öğrendiğine göre CHP  istanbul  il Başkanı Cevdet Kerim  İncedayı, Sinan Bey'in
önüne bir kâğıt koyup zorla imzalatmış. Kâğıtta matbaa sahibinin, sakıncalı olduğu
gerekçesiyle kitabın imhasını istediği yazmaktadır. Oysa böyle bir hakkı yoktur, zira kitabı
yazar kendi cebinden bastırmaktadır. Savcıya şikâyet eder, ilgilenmez. Bunun üzerine Paşa
notlarında şöyle der: "Hükümet gizli eliyle kitaplarımı yaktı.




Paşa başka bir yerde de Cumhuriyet'in "Kızıl Pençe" diye bir teşkilatından söz eder. Bu
teşkilatın tetikçilerinden birisi Kılıç Ali ise öbürü  Recep Zühtü'dür. Kitabının yaktırılması
işini bunlar organize etmiştir. (Kılıç Ali hatıralarında kitabı yakma sorumluluğunu İnönü'nün
üzerine atar. Ancak Atatürk'ün Karabekir'in kitabını okuyup da "beyinsizce ve alçakça" diye not düşmesi ve Paşa'nın bir akıl hastanesine götürülmesini tavsiye etmesinden nedense dem 
vurmaz.)




Ardından 70 polis Karabekir'in evini basar, 95 dosya tutarındaki yazı ve belgelerini 4 çuvala
doldurup götürürler. Arkadaşı Cafer Tayyar Paşa'nın evi de aranır. Asıl dertleri, yakılan
kitaptan Paşa'da kaldığını öğrendikleri o 5 nüshayı ele geçirmektir. Paşa 'Onları yaktım' der.
Tehditlere devam ederler. Ve iş gelir, suikast planına kadar dayanır.




"Bir suikasd eserime karşı yapıldı", der Karabekir, "diğeri hayatıma karşı hazırlandı. Fakat
haber alıp önledim." Bu noktadaki açıklamaları çarpıcıdır ve mutlaka dikkate alınması
gerekir. "Bana karşı Gazi'nin bir suikasd yapacağını düellomuzun ilk gününden beri kaç
kişilerden işitmiştim" der "Bir Düello Bir Suikast" kitabında ve ekler: "Fakat bu bir tahminin
sonucuydu."  Şimdi yeni bir suikast hazırlığı yapıldığını öğrenmiştir. Habere göre Vali
Konağında tam 4 gün bu konu tartışılmış. Bir Ermeni'ye kendisini öldürterek suçu onun
üzerine atacaklarmış. "Bütün hınçları"nın İstiklal Savaşı'nda gördüğü hizmetlerin belgelerini
ortaya koymasından geldiğine inanır. "Dostluğu düşmanlığından tehlikeli olan bu  şefimiz,
artık son kararını vermiş bulunuyor."




Đsmet Paşa ağustos ayında olaydan haberi olmadığını yazar. Karabekir acır ona. "Ne yazık ki,
kendisinin "Gizli Kızıl Pençe"den haberi yok." der. Kabul eder: "Kızıl Pençe düzeninde Đsmet
yoktu. Buna doğruca Gazi emir verir. Meclis Reisi, Kılıç Ali gibi  en güvenilir adamları
vasıtasıyla hükümet mekanizması gizli oyunlarına başlarlardı." Kitabını onların yaktırdığına,
evini onların bastırdığına ve şimdi de suikast düzenleyerek ipini çekmek istediklerine inanır.
Başbakana yazarak oyunu bozmaya çalışır.




Karabekir sonuçta bu "anormal işler"in ülkeyi felç ettiğine üzülür. "Yazık ölen vakitlere,
yazık öldürülen hakikatlere" diye not düşer defterine.




"Kızıl Pençe" düzeni Karabekir'i zahiren susturmayı başarsa da, o eser yazmaya devam eder.
Bugün elimizdeki kitapları onun bu mücadeleci kişiliğinin eseridir. Birçok sırrı deşifre
etmiştir de, nedense "Kızıl Pençe"yi pek özet geçmiştir Paşa.  Đnsanın aklına geliyor ister
istemez: Bu "Kızıl Pençe" nasıl bir şeydi?











0 yorum:

Yorum Gönder